Yukarıda görülen durumun, kasıtlı olmadığını umut ederek, makina öğreniminde kullanılan gerçek hayata dayalı veri kümeleri dolayısıyla gerçekleştiği düşünülüyor. Dolayısıyla bu aşamada sorun Google’da değil, gerçek hayata dayalı veri kümelerini bizzat oluşturan toplumlarda. Dil, düşünceleri somutlaştıran ve taşıyan bir araç olmakla kalmayıp aynı zamanda düşüncelerin şekillendiricileri. Dolayısıyla kültür ve dil döngüsel bir sebep-sonuç ilişkisinde. Şu aşamada bu döngünün içinde kaybolmaktansa ilk olarak bu döngünün etkilerini merak ettik ve araştırmaya başladık. Toplumsal cinsiyet kavramının iş dünyasına ve özellikle kadın girişimcilere olan etkilerini merak ettik. Tahmin edebileceğiniz gibi kendimizi uçsuz bucaksız bir yolda bulduk. Her şeyden önce girişimciliğin toplumsal cinsiyet normlarından nasibini almış bir faaliyet olduğunu kabul etmek gerek. Girişimcilik ekosisteminde, kadın girişimciler kendi özel alt kategorilerinde inceleniyor ve araştırılıyor. Girişimcilik, toplumsal etkileşimler ile oluşan ve oluştuğu toplum ile doğrudan bağlantılı bir kavram. İş dünyasında olduğu gibi girişimcilik dünyasında da kadın ne kadar duygusal, duyarlı, sevgi dolu, sakin ve şefkatli ise; erkek bir o kadar güçlü, korkusuz, özgüvenli ve saldırgan! Araştırmalar, “kadın girişimci” konseptinin kadın girişimcileri güçlendirmek amacıyla bir “rekabet” çerçevesinde ele alındığını gösteriyor. Ancak bu rekabet hali, sanılanın aksine, kadınları güçlendirmediği gibi, var olan eril girişimcilik dilini normalleştiriyor ve güçlendiriyor. Ancak size iyi bir haberimiz var! Dilin doğru ve etkili kullanılmasıyla kültürel değişimi hızlandırmak mümkün. Seçtiğiniz kelimeler ve nasıl konuştuğunuz içinde bulunduğunuz çevreden etkileniyor. Ancak nasıl konuştuğunuzla yaşadığınız çevreyi etkileyebilirsiniz. Dilinizi dikkatli ve bilinçli olarak önyargılardan ayrıştırılmış kelimeler seçerek kullanmanız, toplumsal cinsiyet eşitliği için büyük bir adım olacak. En azından işe bayan değil kadın diyerek başlayabilirsiniz. Neden bayan değil kadın konusunda daha çok bilgi almak isterseniz Onedio’da yayınlanan "Hala Anlamayanlar İçin 13 Adımda Neden Bayan Değil Kadın Demeliyiz?" listesine göz atabilirsiniz.
Görüşmek üzere! Kaynak: Context, Process and Gender in Entrepreneurship (Chapter 7, Gendering entrepreneurship: a discursive analysis of a woman entrepreneur competition: Celile Itır Göğüş, Örsan Örge and Ozan Duygulu)
0 Yorumlar
Ankara'nın girişimci kadınlarından öğrenecek çok şeyimiz var diyerek çıktığımız yolda ilk durağımız bir biyoteknoloji girişimi oldu. Pan Biyoteknoloji, 2015 yılında Özlem Gönülkırmaz Çançalar tarafından T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteğiyle kurulmuş bir start-up olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Pan Biyoteknoloji ekibi, hayvancılık yemi ve gübresi için uygun maliyetli geri dönüşüm projeleri ve yenilikçi çözümler üzerinde çalışıyor. Yenilikçi makine sistemleri ile kızartılmış patates, kahve, un, ve meyve atıklarından hayvancılık yemi, gübresi ve hatta biyoyakıt üretebiliyorlar. Aynı zamanda sürdürülebilir ekonomiye katkı sağlamak amacıyla geri dönüştürülmüş malzemeler üretmek için Ar-Ge sistemleri geliştiriyorlar. Biz de İvedik Organize Sanayi bölgesinde faaliyet gösteren Teknopark Ankara’da yer alan Ankara’nın en yeni kuluçka merkezlerinden biri olan NAR Kuluçka Merkezi’nde Pan Biyoteknoloji'yi hikayelerini dinlemek için ziyaret ettik. Sevgili kurucuları Özlem Gönülkırmaz Çançalar kendini ve Pan Biyoteknoloji’nin yaptıklarını sizler için anlattı! Ziyaretimiz boyunca dünya üzerindeki atıkların nasıl geri kazanılabildiğini ve geri dönüşüm çalışmaları ile yaşadığımız dünyanın nasıl daha güzel bir yer haline gelebileceğini gördük. Sevgili Özlem Gönülkırmaz Çançalar’dan öğrendiğimiz bir başka heyecan verici bilgi ise tahmin edebileceğimizden çok daha fazla atığın geri dönüştürülebilir olduğu oldu. Sizinle Pan Biyoteknoloji web sitesinden derlediğimiz birkaç veriyi paylaşmak istedik. Pan Biyoteknoloji kurucusu Özlem Gönülkırmaz Çançalar, değerli ekibi ve Nar Kuluçka Merkezi direktörü Emre Akgümüş'e değerli vakitlerini bize ayırdıkları ve misafirperverlikleri için çok teşekkür ederiz!
Görüşmek üzere! “Girişimcilik”, “girişimci”, “start-up”, “yatırımcı” geçtiğimiz senenin en çok konuşulan konularından oldu. Bu kavramlar 2018’in iş dünyasında en çok konuşulan konularından olmaya devam edecek. Dilimize eklenen bu kelimeler, hayallerin ve düşüncelerin, dünyayı daha güzel bir yer hale getirmesi olarak özetlenebilir. Teknolojinin gelişimi ile birlikte insanlar hayal ettikleri projeleri hayata geçirmek için harekete geçmeye başladı. Aynı zamanda geçtiğimiz sene, girişimcilik bireysel bir hareket olmaktan çıkıp şirketlere de taşındı. Kurum içi girişimcilik (“intrapreneurship”) olarak adlandırılan ve şirket çalışanlarının yenilikçi fikirler geliştirmelerini, bu fikirleri projelendirmelerini ve sonunda ticarileştirmelerini sağlayan tüm çalışmaları kapsayan bir kavram haline geldi. Dünyanın kanaat lideri şirketlerinden bazılarının girişimcilik tanımlarını sizler için derledik. "Girişimcilik denince aklınıza ne geliyor?" sorusunun peşinde Ankara’nın en önemli girişimcilik etkinliklerinden biri olan Ankara Startup Zirvesi’ni ziyaret ettik. Bilkent Üniversitesi Girişimcilik alanında bilinmeyenleri, bu alanda kişileri bekleyen fırsatları ve en önemlisi iş hayatının vazgeçilmezi haline gelen girişimcilik ruhunu kazandırmayı amaçlayan Bilkent YES, 17 Aralık 2017 tarihinde 11. Ankara Startup Zirvesine ev sahipliği yaptı. Ankara'daki girişimcilik ekosistemine ışık tutmakla kalmayıp, girişimciler ve yatırımcılar için daha çekici hale getiren bu etkinlikte girişimcilik dünyasından birçok isim katılımcılara ilham verdi. Bu ilham verici günde biz de katılımcılara girişimcilik denince akıllarına ne geldiğini sorduk. Bilkent YES kulübüne misafirperverlikleri için çok teşekkürler!
Görüşmek üzere! Her okula geldiğimizde önünden geçtiğimiz ancak içinde neler olduğunu bilmediğimiz, “Bilkent Cyberpark”ı ve girişimcilere sunduklarını merak ettik. Ankara’daki girişimcilik ekosistemini anlamak, girişimciler nerelerde çalışıyor görmek için Bilkent Cyberpark ile birlikte ODTÜ Teknokent’i ziyaret ettik. “Teknokent” konsepti çokça duymaya alıştığımız ancak çoğumuzun tam olarak bilmediği bir konsept. Ancak teknokentlerin varlığı hem içinde barındırdığı şirketler hem de toplum için oldukça değerli. Teknokentler; üniversitelerin, araştırma kurumlarının ve sanayi kuruluşlarının aynı ortam içerisinde araştırma, geliştirme ve inovasyon çalışmalarını sürdürdükleri, katma değerli ürünler ortaya çıkardıkları, birbirleri arasında bilgi ve teknoloji transferi gerçekleştirdikleri; akademik, ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği organize araştırma ve iş merkezi olarak tanımlanıyor. Bu durum, teknokentleri girişimciler ve girişimci adayları için çekici hale getiriyor. Öncelikle gezimize aynı kampüsü paylaştığımız Bilkent Üniversitesi ve Bilkent Holding işbirliği ile kurulan bilim ve teknoloji parkı Bilkent Cyberpark ile başladık. Rotamızı, geleceği şekillendirmek, dünya çapında başarılı bir “İnovasyon EKOSİSTEM”i oluşturmak amacıyla faaliyet gösteren ODTÜ Teknokent'e çevirdik. Robot teknolojiler, 5G, Sanayi 4.0 v akıllı şehirler üzerine çalışmalar yapacak girişimleri çok daha fazla görmeye başlayacağız! ------- Biz bu gezimizden oldukça ilham aldık. Hem Bilkent Cyberpark'ın hem de ODTÜ Teknokent'in daha birçok değer yaratacak projeye ev sahipliği yapacağına eminiz! Daha detaylı bilgi için web sitelerini ziyaret edebilirsiniz. Görüşmek üzere!
Ankara’nın en başarılı ve fark yaratan girişimlerinden Evreka’nın kurucularından, hayallerinin peşinde korkusuzca koşan ve hayatına dokunduğu her insana ilham veren, bloğunda yaşamını yıllara göre değil günlere göre yaşadığını anlatan ve kendini 10000. doğum gününe hazırlayan Berkay Akçora’yı 9999. gününde kaybettik. Berkay’ın 9999 güne sığdırdığı yaşamını anlamlı kılmak için daha iyi bir dünya yaratma tutkusunun peşinden gittiği, mevcut problemleri teknolojiyi kullanarak çözdüğü, sanatla ilgilendiği, şarkı yaptığı, düşündüğü ve hayatının her anında yeni bir şeyler öğrendiği yolculuğu, birçok girişimci adayına olduğu gibi bizim yolculuğumuza da ilham verdi. Berkay Akçora, Ankara’nın en başarılı ve fark yaratan girişimlerinden Evreka’nın kurucularından, hayallerinin peşinde korkusuzca koşan ve hayatına dokunduğu her insana ilham veren biriydi. Bloğunda yaşamını yıllara göre değil günlere göre yaşadığını anlatan ve kendini 10000. doğum gününe hazırlayan Berkay Akçora’yı maalesef 9999. gününde kaybettik. Hayat dolu, istediğini bilen, hayallerinin peşinde koşan, içi dışı bir, dürüst ve harika bir insanı tanımış olmanın ayrıcalığını yaşadığımız için kendimizi şanslı hissediyoruz. Bizim Berkay’dan öğrendiklerimizi, size de ilham olabilmesi için kişisel bloğunda yazdığı kendi manifestosundan derledik. 1. Hayallerinizle dalga geçen insanları hayatınızdan çıkarın. İnsanlar kurdukları hayallerin sınırları kadar yaşarlar. Hayallerin zenginliği yalnızca hayatın sınırlarını zorlamakla kalmaz yaşanan her günü bir öncekinden daha eşsiz kılar. Tekdüze yaşamlarından sıyrılıp derin hayallere dalmaya cesaret edemeyen insanlar başkalarının hayalleriyle dalga geçebilir ve onları küçümseyebilir. Eğer ortada zorunluluk var ise ilişkiyi mümkün olduğunca azaltıp onları tekdüze hayatlarında kendi hallerine bırakmalı. 2. Sizi eleştiren insanları sevin. Düşüncelerin havada birbirleriyle çarpıştığı bir an düşünün; insan hayatının en verimli anlarından biri olabilir. Her yönden düşünce ve inanışla karşılaşmak, insanın fikirlerini zenginleştirerek yön vermesine yardımcı olur. Bu noktada kritik olan ise tüm eleştirileri kabul etmek değil; onları sorgulamak ve dersler çıkarmaktır. Eleştirilere karşı sevecen ve anlayışlı olunmalı. 3. Ekip arkadaşlarınızı doğru seçin. Birlikte bir idealin peşinden koşulacak insanların ekibi daha iyi bir noktaya götürebilmek için gereken tutku ve enerjiye sahip olması yükü hafiflettiği gibi ekibi her zaman dinamik tutar. Hep daha iyisi için uğraşacak, pes etmeyecek, hayal kuracak ve hayallerini her koşulda savunacak ekip arkadaşları aranmalı. 4. Bilmediğiniz bir konuda uzmanlığı olan insanlara saygı duyun ve onlardan öğrenebileceğiniz her şeyi öğrenin. Öğrenmeye her zaman açık olunduğunda bilinmeyen konuların çekiciliği artar ve bu konularda uzmanlığı olan kişiler değer kazanır. O kişiler bulunduğunda bilgilerinden ve deneyimlerinden yararlanma imkanı kaçırılmamalı. 5. Çevrenizi hayran olduğunuz insanlarla kaplayın.
Tüm ilişkilerde tarafların birbirlerine karşı hayranlık hissi eksik olduğunda o ilişkilerin bağları zayıf kurulur. Özellikle kişinin en yakınları mutlaka bir yönlerine hayran olduğu, takdir ettiği insanlar olmalı. Seni çok özleyeceğiz... Merhaba!
Tüm dünyada giderek popülerleşen, hayallerinin ve fikirlerinin peşinden koşan kişilerin fiilen yaşamlarımızda fark yaratmaya karar verdiği ve harekete geçtiği ana ne denir? Siz yorulmadan biz söyleyelim, “Girişimcilik”. Peki bu yola çıkmış, girişimci olmayı seçmiş kadınlardan Ankara’nın girişimcilik dünyasını öğrenmek sizce de çok heyecanlı değil mi? İster girişimcilik dünyasına sadece seyirci ister bir girişimci adayı olun Ankara’nın girişimci kadınlarının hayallerine adım attıkları ilk günden başlayan tecrübelerinden öğrenecek çok fazla şey olduğu şüphesiz. Biz, girişimcilik dünyasına atılmak üzere olan iki hevesli girişimci adayı olarak Ankara'nın girişimcilik dünyasını öğrenmek ve sizlerle paylaşmak istiyoruz. Ankara'nın kadın girişimcilerinin fikirleri ile başlayan ve şirket kurmaya kadar uzanan heyecanlı hikayelerini, süreçte yaşadıkları mutlulukları, bu yolculuktan vazgeçmek istedikleri anları sizlerle paylaşacağız. Bu keyifli ve heyecan verici hikayelerden bizimle birlikte ilham almanız dileğiyle! Görüşmek üzere! Görsel: Tonex |